Aba terapi eğitimi otizm terapileri yani uygulamalı davranış analizi, otizm belirtileri gösteren otistik çocuğun davranışlarında olumlu davranışları ödüllendiren bu olumlu davranışları teşvik eden bir model olarak tanımlanabilir.

ABA terapisinin amacı nedir?

Aba terapisinde amaç otistik çocuğu modele uydurmak değil, modeli otizm spektrum bozukluğu olan çocuğa uyarlamaktır.

Uygulanan metotların otistik çocuklar üzerindeki etkileri araştırılarak, değiştirilir, geliştirilir ya da uygun tepki alınmış ise devam ettirilebilir. Odak noktası olarak olumsuz davranışların azaltılması ya da olumsuz davranışların yerine olumlu davranışların geliştirilmesi hedef olarak belirlenir.

Temelde otistik çocuğun sosyal çevresine uyum sağlayacağı davranışları, uygulamalı olarak analiz ederek olumlu davranışlara odaklanılmaktadır.

Özet olarak uygulamalı davranış analizinde ”hedeflenen davranışla çevre arasındaki fonksiyonel ilişki değerlendirerek, olumsuz davranış değiştirilmeye çalışılır”.

Uluslararası akademik yayınların işaret ettiği istatistiklere göre ABA eğitimi(Davranış terapisi), müfredat sürecinin sağlıklı işleyişine müdahale eden davranışlar sergileyen çocuklar için devlet okulu sistemlerinde çok başarılı olmuştur. Mueller, Michael M; Nkosi, Ajamu; Hine, Jeffrey F (2011). ”Devlet okullarında Uygulamalı davranış analizinin özeti”

ABA terapi özellikleri

Aba eğitimi terapisi, dünyada eski ve etkisi kanıtlanmış yegane otizm spektrum bozukluğu tedavisi olarak hala geçerliliğini korumaktadır. Aba terapi eğitimi ile otizm tedavisi konusunda ”Baer, Wolf ve Risley’in 1968 tarihli makalesi”[1] hala ABA eğitim terapisinin standart açıklaması olarak kullanılmaktadır. Aşağıda ABA eğitim terapisinin 8 özelliği listelenir.

Aba terapi eğitimi, dehb, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme gibi alanlarda da uygulanabilmektedir.

Aba terapi eğitimi 8 özelliği

Uygulamalı

ABA terapi incelenen davranışın sosyal önemine odaklanır. Örneğin, uygulamacı olmayan araştırmacı yeme davranışını inceleyebilir, çünkü bu araştırma metabolik süreçleri netleştirmeye yardımcı olur. Uygulamacı araştırmacı ise çok az veya çok fazla yemek yiyen bireylerde yeme davranışını inceleyebilir, böylece bu davranışı daha kabul edilebilir olacak şekilde değiştirebilir.

Davranışsal

ABA terapileri pragmatiktir, bireyin etkili bir şey yapmasını nasıl mümkün kılacağını kendisine sorar. Bu soruyu cevaplamak için, davranışın kendisi, nesnel olarak ölçülmelidir zaten uygulamalı davranış analizi tanımında buradan gelmektedir. Sözlü açıklamalar, açıklanan davranışın yerine değil, kendi içinde davranış olarak ele alınır.

Analitik

Uygulamalı davranış analisti hedef davranışı kontrol eden olayları anlayıp bu davranışları manipüle edebildiğinde Aba terapi eğitimi( Uda) başarılı olur. Buna rağmen araştırmacının ilgili olayları ayarlayabildiği laboratuvarda bu durum nispeten kolay olabilirken, Uygulanan bazı durumlarda her zaman kolay değildir.

Etik standartlarını korurken kontrolü göstermek için uygulanan ortamlarda kullanılabilecek iki yöntem vardır. Bunlar ters tasarım ve çoklu temel tasarımdır.

Ters tasarım ve çoklu temel tasarım

Ters tasarımda, deneyci önce seçim davranışını ölçer, müdahale getirir ardından davranışı tekrar ölçer. Tasarımda daha sonra müdahale kaldırılır ya da azaltılır, davranış bundan sonra tekrar ölçülür. Müdahale, bu manipülasyonlara yanıt olarak davranışın değiştiği ölçüde etkilidir.

Çoklu temel tasarımdaysa geri döndürülemez gibi görünen davranışlar için bu yöntem kullanılabilir. Burada birkaç davranış ölçülür ve daha sonra müdahale sırayla her birine uygulanır. Çoklu temel tasarımda müdahalenin etkinliği, sadece müdahalenin uygulandığı davranıştaki değişikliklerle ortaya çıkar.

Teknolojik

Akademik olarak yetkili olan araştırmacıların doğru şekilde çalışabilmeleri için analitik araştırmanın tanımının açık ve ayrıntılı olması beklenir. Cooper vs.
Bunu kontrol etmek için bir yol tanımlayın

Uygulamalı davranış analizi(UDA, ABA, Applied Behavior Analysis) konusunda eğitilmiş olan kişiye açıklamayı okuyun ardından prosedürü ayrıntılı olarak uygulayın. Kişi hata yaparsa veya herhangi bir soru sormak zorundaysa, açıklamanın iyileştirilmesi gerekir.

Kavramsal Sistematik

Aba terapi eğitimi tanımı içerisinde davranış analizi sadece etkili müdahalelerin listesini oluşturmamalıdır. Aksine, bu yöntemler mümkün olabildiğince davranış ilkelerine dayandırılmalıdır. Uygun olduğunda “ikincil takviye” ya da “hatasız ayrımcılık” gibi teorik olarak anlamlı terimlerin kullanılmasına yardımcı olur.

Etkili

Analitik yöntemler teorik olarak bilimsel olmalarına rağmen, etkili olmalıdırlar. Uygulamalı davranış analizinde eğer yapılan müdahale pratik kullanım için yeterince büyük bir etki üretmezse, analiz başarısız olmuştur

Genellik

Davranış analistleri genel olarak uygulanabilir müdahaleleri hedeflemelidir, yöntemler farklı ortamlarda çalışmalı, birden fazla davranışa uygulanmalı ve uzun süreli etkileri olmalıdır.

Erken teşhis(Erken Tanı) neden çok önemlidir

Küçük yaşlardaki çocuklarda ve bebeklerde öğrenme çok hızlıdır. Beyin sünger gibi verilen bütün bilgiyi emmek üzerine evrimleşmiştir çünkü hayatta kalma savaşı ” insan” kendini ortama adapte edebilme savaşı vermektedir. Yaşamın ilk yıllarında öğrenme, merak duygusuyla birlikte çok hızlıyken ilerleyen yaşlarda azalmaktadır. Hayatın ilk yıllarda çok hızlı gelişme gösterilebilirken ilerleyen yıllarda git gide azalmaktadır, öğrenme gibi birçok yetenekte yavaşlamaktadır.

Somatik Deneyimleme Nedir?

Son yıllarda bilimsel çalışmalar travmatik stres dinamikleri ve semptomlarında biyolojik bileşenin önemini bulgularken, somatik farkındalık da psikoterapide giderek daha fazla yer bulmakta. Nöro-bilim alanındaki gelişmeler ise somatik yaklaşımların kısa-sürede semptomları azalttığını ve uzun-vadede de etkili olduğunu desteklemektedir.

SOMATIC EXPERIENCING® (‘Somatik Deneyimleme®’ veya ‘SE’) travma ve kronik stresin yarattığı olumsuz etkileri iyileştirmeye yönelik, kısa süreli, beden merkezli psikobiyolojik bir yaklaşımdır. SE, bedendeki duyumların farkındalığa geçirilmesi ve takibi ile oluşan tepkilerin tamamlanması, biriken hayatta kalma enerjisinin çözülmesi ve sinir sisteminin kendini dengeleme kapasitesinin yeniden kazanılması ile çalışır.

Kaynaklarımızı keşfetmeye odaklı “Somatik Deneyimleme®” tekniğini uygularken duyumsama, imgeleme, içsel iyileşme gücümüz ve alt beynimizden (“reptilian brain”, sürüngen beyin: beynin insanın içgüdüsel davranışlarının kaynağı olduğu düşünülen kısmı) faydalanır. Yaşadığımız zorlu durumlardan kalan gerilim ve yükü; kendi kaynaklarımızı fark ederek, yaşadıklarımızı ayrıştırıp yeniden yapılandırarak, bedensel farkındalık ve duyumlarımız yardımıyla sinir sistemimizden boşaltır. Zaman içinde sinir sistemimizin kapasitesi ve beden farkındalığımız artar, bedenimizin sihirli zekasını dinlemeyi, iyileşmenin kendi sürecine ve içimizdeki iyileşme dinamiğine güvenmeyi öğrenir. Sinir sistemimizin tekrar sağlıklı çalışır bir hale gelmesiyle; insanlarla sınırlarımızı fark eder, kendimizi güvende hisseder ve çevremizle ilişkimizde korku değil, merak ve keşfetme hali hakim olur. Zevk dahil bütün duyumlarımız daha zenginleşir ve bu dünyada yaşamanın getirdiği bütün halleri daha da derin deneyimleyebiliriz.

 

Amerika`da Dr. Peter Levine tarafından geliştirilmiş ve “Somatic Experiencing ®” adıyla tanınan bu yaklaşım, kişiye saygılı, duyarlı ve etkin bir uygulama olmasıyla son yıllarda hızla yayılmakta, travma çözümlemesi ve daha birçok alanda uygulama bulmaktadır.

Dr. Peter Levine’in geliştirdiği yaklaşımın uygulayıcı eğitimleri Amerika’daki Somatic Experiencing International (‘SEI’) tarafından 36 ülkede verilmektedir.

Psiko-biyolojik temelli bir yaklaşım olan SE şunları sunar:

  • Travmatik strese ve insanların stres karşısındaki davranışlarına dair kapsamlı bir anlayış
  • Kişinin savaş, kaç ve/veya donma tepkilerinde nerede “takılmış” olduğunu değerlendirmeyi sağlayan bir çerçeve
  • Bu tıkanma durumlarını çözümlemeyi, eski davranış örüntülerini değiştirmeyi ve esnek dayanıklılığı artırmayı sağlayan klinik araçlar
  • Temel SE becerileri arasında; bedende hissedilen duyumsamaların keşfi ve izinin sürülmesi, kaynak oluşturma ve bunun bedende yer bulması, zamana ve mekana yönelim, sınırların tekrar inşaası, tamamlanmamış savunma tepkilerinin tamamlanması, esnek dayanıklılığın yeniden kazanılması vardır.

 

Somatik Yaklaşımlar:

·         Bedenin düşünce, duygu ve davranışları nasıl etkilediğine  odaklanır (“aşağıdan yukarıya müdahaleler”).

·         Kişinin bedensel duyumsamalarını ve prosedürel belleğini fark etmesine yardımcı olur.

·         Semptomların oluşumunun / devam etmesinin altta yatan nedeni olarak sinir sistemi düzensizliğini hedef alır.

·         Kişiyi zorlayan semptomlar ve bilinçdışı dinamikler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmaya yardım eder.

·         Beden farkındalığına  ve fizyolojik düzenlemeye ve dengelenmeye dayanır.

 

Bir yaşantıyı, travma yapan şey onun ne kadar “kötü” bir olay olup olmadığı değil; bedenin o olayı o anda nasıl deneyimlediğidir. Tehdit ortaya çıktığında, önce onu sezeriz ve sempatik sinir sistemimiz uyarılmaya başlar. Böylece bedendeki enerji düzeyinde artış olur.  Sonrasında harekete geçme dürtüsü devreye girer ve savaş ya da kaç tepkisi verilir. Ardından başarıyla savaşan ya da kaçan kişi genellikle titreyerek bedenindeki enerji yükünü boşaltır ve sonrasında parasempatik sinir sistemi devreye girerek kişinin sakinleşmesini sağlar. Sistemin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için bu döngüyü tamamlayabilmesi gereklidir. Bir tehlike karşısında bizi hayatta tutmak için en hızlı tepkiyi verecek şekilde kodlanmış olan sinir sistemimiz, yoğun, ani ve/veya hızlı gerçekleşen olaylar karşısında bilgiyi fizyolojik ve duygusal olarak işleyip bütünleştiremeyebilir. Bu durumda döngünün bir yerinde kesinti olur ve döngü tamamlanamaz. Bir diğer ifade ile kişi travma yaşar. Somatik Deneyimleme yaklaşımı travmanın fizyolojik bir tepki olduğuna inanır ve Travma Sonrası Stres Bozukluğunun ve ilişkili olan diğer psikolojik problemlerin tedavisinde nörobiyoloji ve  nöropsikoloji üzerinde yapılmış araştırmalardan beslenir.

Somatik deneyimleme ile duyumsamaları takip ederek ve gerektiğinde harekete dönüştürerek bu tamamlanamayan döngüde deneyimin nerede, nasıl kesintiye uğradığına dair farkındalık geliştirmek amaçlanır. Aynı zamanda duyumsamaları ve bedensel hareketleri takip etmek, döngünün tamamlanmasına engel olan şeylerin fark edilmesini ve yeniden deneyimleyerek döngünün tamamlamasını mümkün kılar.  Böylece travmaların fiziksel ve duygusal etkilerini, yani ilişkili olan semptomları iyileştirmemiz de olası hale gelir.

Somatik deneyimleme terapisinin aksine,  klasik konuşma terapisinde, ağırlıklı olarak zihnin ve düşüncelerin, bir diğer ifade ile danışanın söylediklerinin,  fiziksel ve duygusal etkisine odaklanırız ve genellikle rahatsız edici beden duyumlarının ve duyguların “yönetilmesini” hedefleriz. Sıklıkla sinir sisteminin işleyişinin ihmal edildiği bu terapi yaklaşımında, travmatik olaylara verilen içgüdüsel tepkilere erişim engellemiş ve travmanın beyin ve beden tarafından işlenmesini kısıtlamış oluruz. Somatik Deneyimleme gibi sürece fizyolojiyi dahil eden terapilerde, duyumsamalar odak noktalardan biridir. Bu yaklaşımda beden ve zihin arasında iki yönlü bir etkileşimin olduğuna, yani bedenin düşünceleri, düşüncelerin de bedeni etkilediğine inanırız ve bu iki unsuru terapi sürecinde değişim için birer araç olarak kullanırız.

Somatik Deneyimleme yaklaşımının öncüsü Peter Levine’in vurguladığı gibi travma ilk olarak bedenimize ve içgüdülerimize yöneliktir.  Etkilerinin zihnimize, duygularımıza ve ruhumuza yayılması ise daha sonra gerçekleşir. Bu nedenle bedensel hareketlerin ve duyumsamaların ihmal edildiği, sadece zihinsel farkındalık düzleminde kalan yaklaşımlar travma ile ilişkili olan sorunların tedavisinde yetersiz kalmaktadır. Somatik deneyimlemede, bedenin travmatik olayları nefes ve hareket yoluyla işlemlediği varsayımı üzerinden hareket edilir. Eğer beden farkındalığını, hareketi ve bilinçli nefesi travmayı çalışma sürecine dahil etmezsek, danışanın özünde olan iyileşme kapasitesini sınırlandırmış oluruz. 

 

WhatsApp