Otizm, 1943’te ilk defa Leo Kanner tarafından şizofreni veya diğer bilinen psikiyatrik bozuklukları olmayan çocuklarda sosyal izolasyon ve dilsel bozukluk belirtilerini tanımlamak için tanımlanmıştır. Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB), toplumsal iletişim ile toplumsal etkileşimde yetersizlik ve sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar, ilgiler ya da etkinlikler alanlarında görülen sorunlardan oluşan çocukluk çağının en önemli nörogelişimsel bozukluklarındandır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta otizmin bir nörogelişimsel bir bozukluk olmasıdır. Yani beynin farklı işleyişinden kaynaklandığı düşünülen bir spektrumdur.
Bir çocuğa otizm tanısı koyabilmemiz için temel 5 belirtinin en az 2/3 belirtisini göstermesi gerekmektedir. Bu temel belirtiler sırasıyla şu şekildedir;
-Dil ve İletişim Problemleri
-Ekolali
-Ortak Dikkat Oluşturamama
-Sosyal İlişkilerde Yetersizlik
-Stereotipik Davranışlar
Hadi gelin hep beraber bu temel belirtilere bakalım.
- Dil ve İletişim Problemleri
Otizmli bireylerin yaklaşık yarısı konuşamamaktadır. Konuşan diğer otizmli bireylerde ise konuşma gerçekleşse dahi semantik dediğimiz anlam bilim çok fazla gelişmemektedir. Dolayısıyla anlamlı konuşma çalışmaları, ben dilini kullanma, görüş bildirme gibi beceriler otizmli bireyler için hayati önem taşımaktadır.
- Ekolali
İfade edici dildeki sözcük ve cümle tekrarlarıdır. Anlık ve gecikmiş ekolali olarak iki kategoride inceleyebiliriz.
- Anlık Ekolali: Çocuğun duyduğu söz öbeğini aynı şekilde tekrar etmesidir. Bu konuda yapılacak en önemli müdahale yöntemi çocuğun envanterini genişletmektir.
- Gecikmiş Ekolali: Çocuğun geçmişte duyduğu, tanık olduğu konuşmaları sonraki süreçte(özellikle stres anlarında) tekrar etmesidir. Burada da dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, çocuğun gördüğü tanık olduğu yaşantılara dair yorumlama becerisini geliştirmektir.
- Ortak Dikkat Oluşturamama
Otizmli bireyler jest ve mimikleri anlamada problemler yaşarlar. Seçici dikkatleri olduğu için yüzün sadece bir kısmına odaklanırlar. Örneğin sadece kaşlara odaklanır bu yüzden tüm yüzün farklı mimiklerinin ne anlama geldiğini anlayamayabilir. Ortak dikkatteki yetersizlik sosyal etkileşim ve sürdürülebilir iletişim alanlarına da olumsuz etki etmektedir.
- Sosyal İlişkilerde Yetersizlik
Otizmli bireyler dil ve iletişim alanında yaşadıkları güçlüklerden dolayı sosyal gelişim alanında da yetersizlikler yaşamaktadırlar. Özellikle zihin kuramının çok fazla gelişmemesinden dolayı empati ve niyet okuma gibi becerilerde yaşanan zorluklar sosyal etkileşimi kısıtlamaktadır. Bu noktada dikkat edilmesi gerekn en önemli nokta çocuğun bir an önce zihin kuramına hazır hale getirilip zihin kuramı eğitimi verilmelidir.
- Stereotipik Davranışlar
Stereotipik davranışlar, tekrar edici ve kısıtlayıcı eylemlerdir. Örneğin;
-Elindeki nesneyi sallama/vurma/çevirme
-Kendi kendini uyarma(ileri geri sallanma,kendi ekseni etrafında dönme gibi)
-Dudak ve Dil Hareketleri (ağzı açma ve gerdirme,yalanma,burnundan üfleme,öne arkaya sallanma,saç çekme gibi)
-El Çırpma v.b.
Stereotipik davranışlar için yapılabilecek en doğru müdahale yöntemi ergoterapidir.
Kurumumuzda otizmli bireyler için ergoterapi, özel eğitim, oyun terapisi, floortime terapi ve eğitim hizmetleri sunulmaktadır.